Doktorumun paylaştığı bir gönderi ben çok etkilenmiştim.. ( Bana geldiklerinde bebek özlemleri çok fazlaydı. 6 yıldır ikinci çocuklarının olması için uğraşıyorlardı. Tüp bebek tedavileri, aşılamalar... Her yolu denemişlerdi. Ama vazgeçmemişlerdi, tekrar denemek istiyorlardı. Tüp bebek tedavisi yaptık, ve sonuç sevindiriciydi. Hasta hamile idi.
Takip sırasında ikili ve üçlü test sonuçlarının riskli çıkması üzerine yapılan amniosentez sonrası, bebekleri için Down sendromu teşhisi konuldu. Aldıralım mı diye çok tereddüt ettiler. Bana fikrimi sordular. Normalde bunu soran hastalarıma “Siz bilirsiniz, ben tahliye yapmıyorum. Ama yapan hekim arkadaşlarla görüşebilirsiniz.” derken; bu sefer “Eğer Allah seni evlat ile imtihan edecekse aldırarak bundan kaçabilir misin ki!” cümlesi dökülüverdi. Niye böyle bir reaksiyon gösterdiğimi halen bilmiyorum. Kararsızdılar, ama sonunda aldırmaya karar verdiler. Yavrularını sakat diye aldırdıktan tam 12 gün sonra, evdeki 8 yaşındaki erkek evlatları elîm bir kaza sonrası vefat etti. Ah, dilim lâl olsaydı da öyle söylemeseydim! Bu olayı paylaşmama izin verdikleri için acılı aileye teşekkür ederim.
Hamilelik ve doğum sonrası düzeltilme imkanı olmayan sakatlıklar için tarama testlerini niye yapıyoruz? Bilmiyorum!
“Hocam biz sakat olan çocuğun dünyaya gelip acı çekmesini istemiyoruz, onun için aldırıyoruz, doğru yapıyoruz değil mi?” Bilmiyorum!
“Hocam böyle bir çocukla kısacık hayatımı zehir edemem! Değil mi?” Bilmiyorum!
“Sakat diye kendi yavrumu nasıl öldüreyim. Bu bir cinayet! Değil mi?” Bilmiyorum!
“Canı yalnızca Allah verir, Allah alır. Canı almaya yelteneni de yerle yeksan eder..” Çok iyi biliyorum!
Allah kimseyi evladıyla sınamasın inşallah. Hayat gerçekten çok zor. Çok daha zor olan itikat...)